Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
1. Sahar Metameli / Aksi Metameli: Netameli, Türkçe sözlükte gizli tehlikesi olan, tekin olmayan, başına sık sık iş açan şeklinde açıklanmıştır. Köyümüzdeki kullanımı da başına sürekli kötü işler açan anlamında olmalı.
2. Homuhmak: Her şeye küsmek, kırılmak.
3. Ödü sıtmak: Bir şeyin olacağından korkmak
4. Biymas: Komik, sürekli komiklik yapan kimse.
5. Masimek: Önemsemek.
6. Yüze almamak/ Masimemek: Önemsememek
7. İhdim değil bihdim değil: Aramızda bir akrabalık yok anlamında kullanılır.
8. İkdi: Kurnaz
9. Kisiplemek: Saklamak
10. Müzümsüz: Lüzumsuz, gereksiz anlamında kişi için kullanılan bir sıfatç
11. Höbülük: Kaba(?)
12. Gızıl: Çalışmayı sevmeyen kişi.
13. Pişirafsız: Düzensiz, derli toplu olmayan(?)
14. Dama dimek: Bıkmak
15. Yumuş: Buyrulan, yapılması istenen iş.
16. Aralıh: Çok gezen
17. Yalımsah: Çok gezen
18. Yallı: Şişko, çok yemek yiyen
19. Ohmatsız: Yemek yerken doymayı bilmeyen kişi
20. Erinmek: Üşenmek
21. Yüksunmek / Zollamak (Zorlamak): Bir işi yapmaya üşenmek,yapmak istememek.
22. Şarıhmak: Şımarmak
23. Dabış: Genelde büyük ayaklar için “dabış ayaklı” şeklinde kullanılır.
24. Cevizili: Bir renk adı, kahverengi. Bu renk cevizin kabuğundan elde edildiği için bu adlandırma yapılmış olmalı.
25. Gozü düşmek: İmrenmek, özenmek, aynısının kendinde olmasını istemek.
26. Gunülemek: Kıskanmak
27. Hayat/Havlu: Evin girişindeki bahçe, alan.
28. Gozü petlemek: Çok beklemek.
29. Garsamba: Kalabalık, gereksiz eşya
30. Avar: Ekili sebzelere verilen genel ad.
31. Avara kalmak: İşinden geri kalmak.
32. Düllemek: Katlamak
33. Gozünü ağartmak: Kızmak
34. Ağdırmak: Bir tarafa doğru eğilme, dengede olmama
35. Uylamak: Musallat olmak, rahatsız etmek.
36. Siymaşmak / Siymaşık: Rahatsız etmek/ rahatsız eden
37. Simildenmek: Oyalanmak, vakit kaybetmek.
38. Eğirip sarmak: Lafı dolandırıp yalan söylemek.
39. Gidişmek: Kaşınmak
40. Cingan: Çingene
41. Bohçacı: Eskiden köylerde sırtlarında bohça ile satış yapan kadınlara verilen ad.
42. Bastacı: Köye kurulan kıyafet pazarındaki esnafa verilen genel ad.
43. Korsenlemek: Havanın kararması anlamında kullanılır. “Orta korsenledi” hava karardı anlamındadır.
44. Arınnaşmak: Birbirini çekemeyen, sürekli kavga eden kişiler için kullanılır. “Onlar artık arınnaşmışlar” gibi.
45. Alnına almak: Genelde büyüklerin küçüklere karşı kötü davranışlarında kullanılır. “Çocuğu niye alnına alıyorsun” gibi. Niye onu ciddiye alıp kavga çıkarıyorsun anlamında.
46. Killi kişdan: Temiz olmayan kişiler için kullanılır.
47. Kirinden kit demek: Aşırı derecede kirlenmiş şeyler için kullanılır.
48. Kirden gözleri ışılamak: İnsanlar için çok kirli anlamında kullanılan söz.
49. Depeden(tepeden)gözlü: Aradığı şeyleri bulamayan kişiler için kullanılır.
50. Ağıt fuan: Aşırı derecede ağlamak anlamında
51. Hayhaşam: Acele, hızlıca. Örnek:“ Hayhaşam evden çıkmak”
52. Mirimüzmaal: Genelde dağınık evler için kullanılır. Örnek: “ Evler barklar mirimüzmaal.”
53. Sasımış: Bozulmuş, kokmuş anlamında.
54. Sahtiyan: Çok kara , bazen kirli bir kıyafet için de kullanılır.
55. Yanır: Yine kirli anlamında kullanılan bir söz. Örnek: Yanır gibi olmuş.
56. Bıldır: Geçen seneden bir önceki seneyi belirtmek için kullanılır.
57. Dillik (dirlik) vermemek: Rahat ettirmemek.
58. Boğum boğum boğmak: Çok üzmek anlamında
59. Boğuntu: İnsanları üzen yoran kişiler için kullanılan söz.
60. İllik: Sahur
61. Dar aaşam( akşam): İşlerin yetişmesi gerektiği sıkışık akşam vakti.
62. Darın yetişmek: Zor yetişmek.
63. Gucün: Zor
64. Dinelmek: Ayakta durmak.
65. Sıracalı: Öfkeli
66. Sıdalı / Sıdalanmak: Bir olay ya da dıurumdan rahatsız olmak, memnun olmamak, rahatsızlığını haliyle belli etmek.
67. Ahraz: Konuşma ve duyma engeli olan kimse.
68. Carı: Hızlı
69. Ayağına carı olmak: Hızlı hareket eden kimse için kullanılır.
70. Cereme: Bedel .
71. Ceremesini çekmek: Bedelini ödemek, sıkıntısını çekmek anlamında
72. Cingi taş: Taş çeşidi
73. Kefek taş: Ufalanan, kolay parçalanan taşa verilen ad.
74. Cıncıh: Cam eşyaların genel adı. Bayram şekerinin bir türüne de yine “cıncıh şeker” denilmektedir.
75. Dadak/Mamak: Bebek ve çocukların yiyeceklerine verilen ad.
76. Cici boğaz: Çikolata, cips, şeker gibi abur cubura verilen ad.
77. Dölek durmak: Düzgün durmak, efendi olmak anlamında.
78. Alevcik: Evlerde odun kömür konulan yer.
79. Kulağı fanılamak: Kulağı çınlamak
80. Ferfene: Piknik
81. Gıcılamak: Sinirden değişik sesler çıkarmak
82. Gısmıh / gıyımsız: Cimri, pinti
83. Gıvışdamak: Kımıldamak
84. Havas guves: Bir işi istekle yapmak
85. İvit ivit sormak: Bir şeyin her ayrıntısını sormak
86. Hömermek: Karşı gelmek genelde ergenler için kullanılır.
87. Kemçirmek: Söz dalaşına girmek, söze karşı söz söylemek.
88. Kitir kitir : Tazelik bildiren söz.
89. Hicil duruma düşmek: Utanılacak duruma düşmek.
90. Merav: Bahçeleri sulaması için tutulan görevli.
91. Metel: Masal
92. Utlanmak: Kendini sorumlu hissetmek
93. Şivemek: Bir kimseyi bir işi yapması için cesaretlendirmek, bunun için ona güzel şeyler söylemek.
94. Navrak: Surat
95. Sınıkçı: Eskiden kırıkları tedavi eden kimseye verilen ad.
96. Yayan yapıldah: Yaya olarak bir yere gitmek
97. Yalımını aşşağı vermemek: Değerini azaltmamak, kendini değerli göstermek.
98. Gelek/ Kekil: Kadınların kahküllerine verilen ad.
99. Şipirdemek/şirelenmek: Elin tatlı bir şeyle kirlenmesi anlamında kullanılır
100. Guvermek: Yeşermek, yeşillenmek.
101. Gulmek ışımak: Birine sevgiyle gülümsemek anlamında genelde karşı cinse gülmek anlamında.
102. Arayı bulmak: Genelde evlilik için anlaşan iki karşı cins için kullanılır. Örnek: “Oğlanla kız arayı bulmuş bize de gidip istemek düşer.”
103. Ahşamdan(akşamdan) ölmek: Bir şeyi çok istemek, istekli olmak anlamında kullanılır. Örnek: Düğün deyince ahşamdan ölür.
104. Cığır: Patika, toprak yol, bir kişinin geçeceği kadar dar olan yol anlamında.
105. Dımışgı: Düz
106. Çolpa: Beceriksiz
107. Dişirici: Dilenci
108. Dişirmek : Toplamak
109. Çizmek: Çözmek
110. Eserekli: Aklı gelip giden anlamında
111. Gomüksü: Kötü koku, lağım kokusu
112. Hangırdamak: Kahkahayla gülmek
113. İraat etmek: Dinlenmek
114. Mahana bulmak: Bahane üretmek, beğenmemek
115. Mırcımak: Sulanan şeyler için kullanılır.
116. Telaşe müdürü: Aceleci davranan kişiler için kullanılan bir kavram.
117. Uyuntu: Uyuşuk, yavaş hareket eden
118. Mışırıhlı: İşinin içinden çıkamayan , bir işin üstesinden gelemeyen, arada kalan.
119. Yadırgı: Yabancı kalan, insanların arasına karışmayan
120. Kullük: Tuvalet
121. Kulle: Tandırdan duman çıkmasını sağlayan alçakta olan hava boşluğu.
122. Böğür: Vücudun bir bölümü
123. Yağannı: Sırt
124. Mığırdıç: Birkaç kez duymuş olduğum ve tam anlamını bilmediğim bu sözü internette araştırdım, Ermeni bir erkek adıymış ve anlamı “vaftiz eden” imiş. Köyümüzde herhangi bir Ermeni yerleşkesi var mıydı bilmiyorum ancak muhakkak bir etkileşim olmuş ki bu kelime günümüze kadar gelebilmiş.
125. Mitil: Karışmış, düğüm olmuş anlamında genelde saç için kullanılır.
126. Enik cücük gıllı böcük: Bir topluluğu anlatmak için kullanılır. Herkes vardı anlamında. Örnek: “Enik cücük gıllı böcük herkes gelmiş.”
127. Sormuh: Tülbentin içine kuru ya da yaş meyve konularak çocuk ve bebeklerin tüketmesi için hazırlanan atıştırmalık. Günümüzde bebekler için meyve filesi olarak satılan bu icadı yıllar öncesinden ninelerimiz uyguluyormuş.
128. Mahleci gitmek: Özellikle kış gecelerinde köydeki kadınların birkaç saatliğine birbirlerinin evine oturmaya gitmelerine verilen ad.
129. Tohmalamak: Gerektiğinden fazla yiyip rahatsız olmak genelde hayvanlar için kullanılır.
130. Gaba yil: Kaba yel
131. Yipdahdan: Aniden
132. Gaba boydan ağıt kaldırmak: Yüksek sesle bağıra bağıra ağlamak.
133. İlelemaşı: Ellere karşı, el alem ne der anlamında
134. Sohur sohur sohranmak: Söylenmek
135. Otlu otlu goyah yolmak: Bir işi yaparken çok zorlanmak
136. Sıtgı sıyrılmak: Bir insanın değersizleşmesi, gözünden düşmek.
137. Sıtgı dar olmak: Tahammülsüz olmak
138. İtin öldüğü yer: Uzaklık bildiren söz
139. Arıstah: Yüksek
140. Sırtarmak: Sırıtarak gülmek
141. Sırhıtmak: Uzun süre elinde taşımak
142. Çenesek: Çok konuşan
143. Yalımsah: Çok gezen
144. Cilkes: İyice
145. Dah dah delisi etmek: Olayları herkese anlatmak, herkes tarafından kınanmak.
146. Gahirlenmek: Küsmek, gönül koymak
147. Çalıp çalıp azarlamak: Sürekli azarlamak
148. Poçalamak: Şaşırıp kalmak, işin içinden çıkamamak
149. Tazirlemek: Kınamak
150. Tevatir: Çok iyi anlamında
151. Tentele: Dantel
152. Kendini ayamak: Kendini korumak, her işe atılmamak.
153. Bunguldemek: Kaynamak
154. Çavmak: Doğmak anlamında Örnek: Güneş yüzüme çavdı
155. Dalına binmek: Bir insana yüklenmek anlamında
156. Dorutmak: Ayakta küs gibi durmak
157. Sorutmak: Konuşmadan küs gibi durmak
158. Halberi: Hemen gerçekleşmeyen şeyler için kullanılır. Örnek: “Halberi gelmedi.”
159. Heleki: İyi ki anlamında. Örnek: Heleki bağları erken budamışım
160. Hınaza: İçten pazarlıklı
161. Melefe: Yorganın iç yüzü
162. Mırıh: Bataklık
163. Natırası iyiden götürmemek: Kötülüğe alışkın olmak, kötülüğü sevmek anlamında
164. Ocak: Bir hastalığa çare bulan, o hastalığı iyileştirdiğine inanılan kimse.
165. Avhalamak: Sarsmak anlamında
166. Alamaç: Alev
167. Çarhıt: Genelde kullanılmayacak derecede kötü arabalar için kullanılır.
168. Cağşamak: Genelde bozulan, kırılan eşyalar için kullanılır.
169. Pireli: Kuşkulu, huzursuz insanlar için kullanılır.
170. Delisi dışına: İçten pazarlıklı olmayan insanlar için kullanılır. Kötülük yapmak için gizli hesaplar yapmaz anlamında.
171. Cınnah: Tırnak
172. Vıttırı vızıh: Doğru dürüst olmayan işler
173. Savuşturmak: Birini yolcu etmek, gidene kadar beklemek
174. Patlah: Beş kiloluk yağ bidonlarına verilen ad.
175. Savutdurmak: Fırlatmak
176. Geçim ehli olmak: İnsanlarla iyi geçinmek
177. Allah geçim düzenliği versin: Evli insanlar için iyi geçinmelerini temenni eden bir dua.
178. Dış gapının(kapının) mandalı: Bu aileden değil, yabancı anlamında kullanılır.
179. Basdırık: Kapı kilidi
180. Geçmişlerinin ağzında bulunsun: Ölmüş akrabaları için hayırda bulunan, yiyecek içecek dağıtan kimselere denir. Bizim yiyip içtiklerimiz senin yakınlarına ulaşsın, onlar yemiş gibi olsun anlamında.
181. Garipsemek: Evini, yurdunu özlemek
182. Yirini yadırgamak: Evinden başka bir yerde yabancılık çekenler için kullanılır.
183. Uyhumuz(uykumuz) bebeğinizin olsun: Bebekli bir ev ziyaretinden kalkılırken bizim uykumuz bebeğinizin olsun bebeğiniz gece çok uyusun anlamında temenni bildiren bir söz.
184. Arhanızı(arkanızı unutmayın): “Mahle” denen oturmalarda misafirler kalkarken ev sahibinin “ yine gelin, yine bekleriz” anlamında söylediği söz.
185. Yirin dabanına çekilip gitmek: Çok fazla uykusu gelen, uykuya yenik düşmek üzere olanlar için kullanılır.