Günümüzdeki modern adı ile terör!

Eski adları ile Haşhaşi'lik, şakilik, eşkıyalık, haramilik, yol kesenlik, Ali kıran baş kesen, adını nasıl tanımlarsak tanımlayalım metodu, mantığı hedefi ve sonuçları aynı.

Anadolu'da eşkıyalar yüzünden nakledilen köyler, gelişemeyen kasaba veya illerimiz vardır, bunların sayıları da hiç azımsanmayacak boyuttadır.
Tabiî ki görünüşteki sebeplerine göre sınıflandırmak gerekirse;
Devlete karşı (otoriteye) isyanlar.
Belirli bir kişiye karşı yapılanlar.
Çıkar amaçlı suç şebekeleri.
Toplumu bölmeye çalışanlar Olarak nitelendirebiliriz.
Bunları arkasındaki Saiklerine ve kışkırtıcılarına göre sınıflandırmamız gerekir,
Beylik, paşalık nüfuz alanı kavgası nedeniyle kışkırtıcılık.
Çıkar amaçlı kışkırtıcılık.
Din temelli kışkırtıcılık.
Devletler arası kışkırtıcılık.
İşte bu sınıflandırmaların tamamı tek bir kaynaktan beslenebilir KORKU.
Korkusu olmayan birey yada toplumlarda bu hedeflerin hiç birisine ulaşmak mümkün değildir.
Ülkemizde takriben 30 yılını fiilen dolduran, küresel oyuncak olan terör günümüze kadarki kazanımlarını kurumsallaştırmaya, siyasallaştırmaya, ülkemizin en az bir coğrafi bölgesini fiilen, hukuken, siyaseten, teslim alma hamleleri yapmaktadır.
Tabiî ki bu konuda yalnızda değildir, özellikle hıristiyan batı kaynaklı destekleri oldukça fazladır mesela Yunanistan, Fransa, Almanya, Belçika, UKD ve USA çıkarları doğrultusunda bu küresel oyuncağı kullanırken defalarca gördük ve yaşadık.
Tabii bunların en önemli silahları korku demiştik ya işte sıkıntı burada, başka coğrafya veya ülkelerde 30 yıl silahlı ve eli kanlı terör ile mücadele edildiği vaki değildir, İRA, Sinn Fein, BASK, ETA örneklerinde dini bütünlük, dil bütünlüğü bulunmadığı gibi zorlama ve işgal varken ülkemizde terör coğrafi olarak ele alırsak Yavuz Sultan Selim han dönemine kadar iner.
Şia tehdidine karşılık Yavuz Sultan Selim hanın Karadeniz'de ki canlı Türkmen duvarı (Salur, Çepni, Eymür ve Kızık boyları) oluşturması iç Anadolu'daki beylikler içerisinde muhteşem bir demografik yapı yapması ile önlenmiştir. Tabiî ki bu yerleştirmenin devamında sıkıntılı durumlar olmamıştır zira devlet her alanda hâkim ve üstündür ve bu gücünü üç kıtada, karada ve denizde göstermektedir.

Ne zamanki basiretsiz zayıf karakterli yöneticiler iş başına gelmiştir, devlet otoritesi zayıflamış, rüşvet, iltimas ve gayrı meşru faaliyetler normal sayılmaya başlandığı anda terör yeniden yandaş ve zemin bulmakta hiç zorlanmamıştır. İsmi değişebilir, metodu değişebilir, coğrafyası değişebilir ancak mantığı aynıdır.

Bu mantığı Türkçe ifade etmek gerekir ise;
İte sormuşlar neden havlıyorsun diye?
Cesaretimden demiş.
Peki neden kuyruk sallıyorsun demişler?
KORKUMDAN demiş.
Peki ikisini aynı anda neden yapıyorsun diye sormuşlar?
Onu karıştırmasaydınız iyiydi demiş.
Yani? Demişler.
Sahibim yakınımda ondan demiş.

İşte yapılacak işlem belli tabii bu durumda suçsuz masum bölge halkını bu şer mekanizmalarından can mal ve namus olarak korumak yetmiyor.
Fikren zehir saçan nifak tohumları eken bataklıkları da kurutmak gerekiyor.
Bu bataklıklar bakıyorsunuz bazen kuran kursu adının altına bile gizlenebiliyor.
En bariz örneğini paralel okullarında görmedik mi?

Cevabı hepimizin kendi iç dünyamızda vermemiz gerektiğini düşünüyorum.
Korkulacak tek şey korkunun kendisidir Allah'tan korkanları hiçbir beşer korkutamaz.

Esen kalın..

Ad Soyad(*) Mail Telefon Mesajınız(*) IP Adresiniz 18.217.4.250

Güvenlik kodu