banner
BİR ÜRGÜP EFSANESİ

 

 

BİR ÜRGÜP EFSANESİ  -  BACALARDAKİ PERİLER

 

 

Ürgüp dolaylarındaki köylerden birisinde bir adam vardı.
Çalışkan mı çalışkan. Beceriklimi becerikli.
İçinde peribacaları dikili tarlalarını öyle bir eker biçerdi ki ekip biçmek ancak böyle olur.
Fındık kadar olsun bir taş bırakmazdı toprakta.  Sabanla en az üç kere sürerdi. Pamuk gibi yumuşardı toprak.

En güzel, en ballı üzüm veren bağ ondaydı. En bakımlı  güvercinlik onda.

Güvercinlik deyip geçmeyin. Peribacaları üzerine ve dik yamaçlara oyularak yapılan yuvalara binlerce güvercin girip çıkar.
Halk kutsal bellediği için güvercin etini yemez. Gübresinden yararlanır.
Bağlara bahçeler güvercin gübresi atılır, bire elli, bire yüz ürün kaldırılır.  
Güvercin gübresi altın değerindedir, çok para eder.

 

 

Sözün kısası bu çalışkan çiftçinin her şeyi varmış. İşi yolundaymış.
Hiç kimseye karışmadan, kimsenin tavuğuna kış, odununa yaş demeden geçinip gidermiş.
Gece gündüz hep işinin başında görülürmüş. Ya tarlada ya bahçede ya da bağın içinde.
Gölgesi toprağından hiç eksik olmazmış.

Sonra her bir işi kendisi yaparmış.  Kızını, karısını, yalın ayak başıkabak tarlaya koşturmazmış.

 

Yıllar yılları kovalamış, seller selleri. Köprülerin altından çok sular akmış.
Adamcağız da yaşlanmış. Yetmişine basmış, derken seksenine ermiş.

Orak mevsimiymiş. Tarlasındaki küçük kulübesinde yatarken şafak sökmüş.
Her zaman yaptığı gibi şafakla birlikte kalkıp ekinini yolmak istemiş.
Bir yekinmiş, iki yekinmiş nafile. Bir türlü yerinden kalkamıyor.
Elleri ayakları tutuyor ama yerinden kalkamıyor. Gücü elvermiyor buna.

Sürünerek kulübenin önüne çıkabilmiş.

 

“Yazık oldu emeğime,” demiş. “Yel savuracak, kuşlar gagalayacak.”

 

Akşama kadar kulübe önünde oturup kalmış. Akşam olmuş yıldızlar yalp yalp ederek yerlerini almışlar.
Birden elleri ışıklı bir çok adamın peribacalarından dışarı çıktıklarını görmüş.
Bunlar her bir yandan gelerek adamın tarlasına doluşmuşlar.
Ufacık tefecik, kıvrak mı kıvrak kişilermiş. Hemen işe koyulmuşlar. Ekini yolmuşlar, harmana taşımışlar.
Bu sırada şafak sökmüş. Uzaktaki Erciyes Dağının doruğuna bir top ışık düşmüş. Onlarda ortalıktan yok oluvermişler.

 

Akşam olmuş, yıldızlar gene çangal çangal yerlerini almışlar. Işıklılar bu sefer harmanda işe girişmişler.
Ekini dövüp savurmuşlar. Ceç edip tepe gibi yığmışlar. Günün ilk ışığı Erciyes’in tepesinden bakınca evlerine çekilmişler.

O gün adam gayrete gelmiş. Eşeğine binmiş, köye gidip çuvalları getirmiş. Ceçin yanına bırakmış.

Ertesi gece ışıklı küçük adamlar çuvalları doldurup köye kadar taşımışlar. Ambar deliğinden içeri dökmüşler.

Perilerin dostu çiftçi dayının keyfi yerine gelince dinçleşmiş, bayağı gençleşmiş.
Ne var ki bundan sonra ki her bir işini periler yapmış. Kendisi sıcak elini soğuk suya vurmamış.
Ekini onlar ekip kaldırmış. Bağı onlar bellemiş budamış. Güvercinliği onlar evirmiş çevirmiş.

Konu komşudan meraklı olanlar
“Bu kadar yaşlı bir adam, nasıl oluyor da bunca işi tek başına yapabiliyor?” diye kuşkulanmışlar ya,
bir kelime bile koparamamışlar adamın ağzından. Bir şey öğrenememişler.

Çalışkan, iyi kalpli, kötülük nedir bilmeyen adam,
peri dostlarının yardımıyla ölünceye dek rahat bir hayat sürmüş.

 

 

Halk arasında anlatılan bir Ürgüp efsanesidir. İnternetden alıntı.



Yücel Özata
Okunma Sayısı: 1294


3.23.92.64








YAZARIN DİĞER YAZILARI

Admin den Açıklama
Aidat Borcu Sorgulama
Son Ziyaretçi Yorumları
Memduh Bulut
İlk arabayı MUSTAFA BULUT ve HASAN KARACA getirmiştir sene 1964 bilginize

Sofular genclik
Cok güzel olmuş ama cok kişiyi tanıyamadık site İcin Teşekkürler ZEMİ

Ragıp naz
Abim çok teşekkür ediyorum Allah razı olsun böy güzel bir site yapdığından dolayı eline sağlık


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.
Günlük Gazeteler

 

© Copyright 2020  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır.


Top