Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Ürgüp ve çevresinde pek bilinmeyen, bilinse de uygulanmayan fakat köyümüzün en önemli geleneklerinden biri olan "Ölü Bayramı" kutlamalarına daha sonra değineceğim. Önce, beni bu konuyu yazmaya teşvik eden olaydan başlayayım.
Belgesel seyretmeyi çok severim. En sevdiklerim, insan yaşamı, dini inançlar, dinlerin ilginç ritüelleri, gelenekler, özellikle uzak doğu ve Afrika yerli kabileleri..
Geçenlerde tekrarın tekrarını seyrettiğim TRT Belgeseldeki Reshad Strik'in sunduğu "Ailenin Yeni Üyesi" programında Endonezya'nın Sulawesi Adası'nda yaşayan Toraja Kabile'sini tanıtıyordu. Burada yaşayan halkın inanılmaz geleneklerinde ölmüş yakınlarının cesetlerini çeşitli işlemler uygulayarak çürümesini geciktirdikleri ve bir tabut içinde mağaralara ya da oda mezarlara konduktan sonra her üç yılda bir tabutlar açılıp cansız beden gün yüzüne çıkarılıyor. Tüyler ürpertici görüntülerin ortaya çıktığı ritüelin amacı ölmüş olan sevdiklerini onurlandırmak, onlarla hasret gidermek, unutulmadıklarını göstermek ve onları yeni nesillerle tanıştırmak. Giysileriyle gömdükleri yakınlarını mezarlarından çıkarıyor, üstlerini temizliyor ve hatta gerekiyorsa yeni elbiseler giydiriyorlar. Sevdikleri kolye, saat, bilezik gibi aksesuarlarla onları süslüyor varsa saçlarını tarıyor hatta gözlüklerini takıyorlar. Temizlenen, bakımı yapılıp elbiseleri değiştirilen cesetler dik durabilecek haldeyse kollarına girerek değilse açık tabutlarla bölgede gezdiriliyor. Hasret giderilip onurlandırılan yakınlar, ritüelin sonunda yine tabutlara yerleştirilerek bir dahaki anmaya kadar tekrar gömülüyorlar.
Bunları seyrederken bizim "Ölü Bayramı" dediğimiz geleneğimiz aklıma geldi. İsim, tam da Toraja Kabile'sininin festival havasında kutladığı ritüele uygundu.
Köyümüzdeki "Ölü Bayramı" na gelince, ölen kişinin vefatından sonra gelen ilk Bayramda "Ölü Bayramı" yapılır. Bu Ramazan bayramı da olabilir kurban bayramı da. Bayram süresince üç gün sürer. Aradaki süre uzun olduğu için ekseriyet Ramazan bayramına denk gelen bu geleneğimizde, cenaze evinin yakınları, komşu kadınları bayramın birinci günü sabah erkenden hazırlamış oldukları yemeklerle cenaze evine gelir. Camiden çıkıp topluca gelen erkeklere 5,6 sofra yemek verilir. Daha sonra bütün köy halkı erkekler ve kadınlar ayrı olmak üzere beş, altı, yedişer'li gruplar halinde o yıl köyde kaç tane cenaze evi varsa hepsini ziyaret eder, Kur'an okur, dua eder ve taziye iletirler. Her grup da Kur'an okuyup, dua etmesini bilen birisi bulunur. Yeni bir grup geldiğinde ilk gelen grup kalkar. Cenaze eviyle küs olan kişi bile gelip başsağlığı diler. Gelenlere ikramlarda bulunulur. Bu geleneğimizin günümüzdeki uygulamasında yemek adeti kaldırılmış olup gelenlere meyve suyu, ayran, halley, çay, kahve ikram ediliyor.
Bu konuyu yazmaya karar verdikten sonra başka yörelerimizde böyle bir gelenek var mı diye İnternet'i taradığımda, sadece Iğdır bölgesinde Azeri kökenli Caferi'lerin "Ölü Bayramı" dedikleri bir gelenek olduğunu gördüm. Türk dünyasının bilinen en eski bayramlarından olan Nevruz Bayramı kapsamında, her yıl mart ayının ikinci haftası sonrasında kabirler ziyaret ediliyor. Ölülerin gönlünün alındığına inanılan ve "Ölü bayramı" adı verilen ilk etkinlik mezarlıklar için düzenleniyor. Bizimkiyle ortak yönü, ölüleri anmak.
"Ölü Bayramı" geleneğinin Türk-İslam sentezinin bir parçası diyebiliriz.